Namaz Psikolojisi

Yeryüzünden Yaryüzü'ne

Dr. Senai Demirci, psikoterapist kimliğiyle, namazın bilinen şeklinin sakladığı varoluşsal akışın çağıltılarını dinliyor. Jung’dan Mevlana’ya, İbni Arabi’den Saint Exupery’ye uzanan insanlığın tefekkür birikimini kıyamın gövdesine giydiriyor. Namazın hareket ve sözlerinde kodlanan meditasyon derinleşmelerini keşfe çıkıyor. Tasavvufta ‘sema’ diye bilinen minnet duyuşu ve hayret coşkusunu ‘salât’ın avuçlarına koyuyor.

Namazın daha çok dindar olmaya değil daha çok insan olmaya çağırdığını hatırlatıyor.

“Varlığın göğsünü kabartıyorsun. Başını evrenin göğsüne koyup göksel kalbin canlı atışlarını duyuyorsun. Yıldızlar doğuran dönüşümleri, galaksiler deviren devrimleri hayatının nabzına taşıyorsun. Her an taze nefes almanın coşkusuyla sıradanlığın gömleğini yırtıyorsun. Seni nesneleştiren alışkan benliğinden sıyrılıyorsun. Özdeğerini ayağa kaldırıyorsun. Tazeleniyorsun. Yüzünü, yeryüzünden alıp Yâryüzü’ne yaslıyorsun…”

Kitap Detayları

Yazar

Editör

Ayşe Çetintaş

Yaş Grubu

Kategori

Sayfa Sayısı

264

Ebat

15,5×23 cm

Cilt

Karton Kapak

Baskı Tarihi

Şubat, 2025

ISBN

978-625-6146-68-6

Bi' Tutam Oku

Kitabı satın almadan önce incele

Editörün Kaleminden

Namaz; pek çok kişi için sıradan bir ibadet, alışılmış bir görev ya da bir sorumluluk. Ama ya namaz bundan çok daha fazlasıysa? Ya namaz, insanın yeryüzünden gökyüzüne, sıradanlıktan derinliğe, karmaşadan huzura uzanan bir yolculuğu ifade ediyorsa? “Namaz Psikolojisi”, işte bu soruların peşine düşen, okuyucusunu namazı anlamaya, hissetmeye ve yaşamaya davet eden eşsiz bir eser.

Kitap, namazı ruhun derinliklerine inen ve insanın Yaradan’a yaklaşmasını sağlayan bir yolculuk olarak ele alıyor. Senai Demirci, namazın her hareketine, her duasına ve her ânına derin anlamlar yükleyerek okuyucuyu sadece dışsal bir ritüeli yerine getirmenin ötesine geçmeye teşvik ediyor. Kıyamdan secdeye kadar her duruş, insanın yaşamına ışık tutan bir metafor olarak ele alınıyor. Kıyam, bir dirilişi ve duruşu; rükû, tevazu ve teslimiyeti; secde ise kulluğun doruk noktasını ifade ediyor. Namaz, bu yönüyle insanın varoluşunun anlamını yeniden keşfetmesine vesile olan bir arınma süreci olarak anlatılıyor.

Yazar, namazı sadece ibadet saatlerine sıkışmış bir eylem olarak görmüyor. Gündelik hayatın en sıradan anlarını bile bir tefekkür fırsatına dönüştürmeyi öneriyor. Bunun yanı sıra modern hayatın karmaşasında, trafik sıkışıklığında, iş yerinde ya da evde geçirilen zamanlarda bile namazın insanı huzura erdiren etkisine dikkat çekiyor.

Modern dünyanın hızı, insanı kendi özüyle bağını koparmaya sürükleyebiliyor. Günümüz insanı, dış dünyada kazanmaya çalışırken iç dünyasında kaybedebiliyor. “Namaz Psikolojisi”, modern insanın bu kopukluğunu fark edip yeniden manevi bir bağ kurmasını öneriyor.

“Bir insan, hayatın kaosunda neden namaza yönelir?” Kitap, bu sorunun cevabını okuyucunun kalbine dokunarak veriyor. Çünkü namaz, dünyanın tüm seslerini susturur ve insanı Yaradan’ın huzuruna davet eder. Bu davet, sadece bir görev değil, insanın ruhunu besleyen, onu hayata yeniden hazırlayan bir moladır.

Bu kitap, namazla bağını güçlendirmek isteyen, ibadetin manevi boyutunu keşfetmek isteyenler için manevi bir yolculuk rehberi. Siz de hayatın karmaşasından sıyrılıp, huzurun kapısını aralamak için ilk adımı atabilir, bu yolculuğa katılıp namazı yeniden keşfedebilirsiniz.

Güneşten sonra uyanırsanız kaybedeceğiniz 8.5 şey için bir an önce bu kitabın satırlarına kavuşmalısınız.

Bu Kitabı Neden Okuyalım?

Namazı yalnızca bir ibadet ritüeli olarak değil, insanın ruhunu arındıran ve Yaradan’a yaklaşmasını sağlayan bir yolculuk olarak ele alır.

Hayatın kaotik akışında namazın, insanı huzura, dinginliğe ve sakinliğe davet eden bir durak olduğunu gösterir.

Kıyamdan secdeye kadar her namaz hareketinin ve tüm namaz vakitlerinin insanın hayatına dair derin mesajlar taşıdığını anlatır.

Namazı sıradan bir alışkanlıktan çıkararak, anlam dolu bir deneyime dönüştürmenize yardımcı olur ve namazla olan bağınızı daha güçlü ve anlamlı bir hâle getirir.

Gündelik yaşamın zorlukları arasında namazın ruhsal bir terapi olarak nasıl işlev gördüğünü gösterir.

Ailece Bu Cümleye Bayıldık

Namaz, aradan çıkarılası bir ödev değildir. Varlığın göğsünü kabartan, vaktin dal uçlarını anlam meyveleriyle donatan, insanı olduğundan çok yapan bir coşku hâlidir. Vakur bir taşkınlık ifadesidir. Özgül ağırlığını hatırlatır insana. “Merkezinde kal!” dendiğinde “Orası neresi ki?” diye sordurmaz. Merkez arayışının cevabıdır. Sahici yakınlığı değdirir insanın alnına. Merkezine dönmeyi, merkezinde kalmayı öğretir. Ki merkezinde olmayı bilene kaos yoktur, kaygı yoktur, çaresizlik yoktur, güvensizlik yoktur, yetersizlik yoktur.

Etiketler

Yazar Senai Demirci Hakkında

1963 yılında doğdu. Uzun bir süre genç olarak yaşadı. Gençliğinin ilk kısmı zor sorulara cevap aramakla geçti. Sonra zor cevapların sorularını, sormayı öğrendi. Kolay cevapları sevmedi. Canı yanmışları çok sevdi. Mürekkebi kalbinden akan yazarları okudu. Tıp Fakültesi’nde öğrencilik yaptığı sıralar, dayanılması en kolay ağrının, başkasının ağrısı olduğunu fark etti. Başkalarının ağrısını da dayanılmaz bulacak yollar aradı. Bir yandan kemikleri ve kasları ezberlerken, kalp ve damar yollarında yürürken bir yandan da insan ruhunun loş labirentlerinde yürümeyi denedi. Korkulu da olsa güzel olduğunu fark etti. Şiire merak salanlardan olmadı; merak salmaktan ötesini yapmaya diledi. Her şairle beraber ağlamayı denedi. İnsanların cümlesinin hemşeri olduğunu fark etti. “Yaralı” olan herkesle kanı kaynadı. Gençliğinde Pink Floyd, Dire Straits. Bob Dylan, Barış Manço, Ahmet Kaya dinledi, Halil Cibran, Hermann Hesse, Said Nursi, Nietzsche, Goethe okudu. Artık yaşlı sayılsa da gençlerin babası olarak, şaşırmışların şaşkınlığına yoldaş olarak yoluna devam ediyor. Büyüyünce ne olacağına henüz karar vermiş değil. Sosyal medyayı çok sever. Twitter'ı da vardır, Instagram'ı da vardır. Youtube kanalı da fena sayılmaz.

Kitapyurdu.com'da kayıtlı 106 eseri vardır.

Okuyucu Yorumları