Mavi Çuvalın Peşinde

Mavi Çuvalın Peşinde

Bir pazar sabahı, sıradan mavi bir çuval ve kaybolan bir telefon, Ali’yi unutulmaz bir maceraya sürükledi.

Dedesinin öğütlerini dinlemeyi ve onunla vakit geçirmeyi seven Ali, kendini bir anda heyecan dolu bir yolculuğun içinde buldu.

O gün kaybolan sadece bir telefon değildi! Bazen bir çuval, yalnızca eşyaları değil; farkındalık, sorumluluk ve hayatın fısıldadığı dersleri de saklardı içinde.

“Mavi Çuvalın Peşinde”, seni de Ali’nin serüvenine davet ediyor. İpuçlarını takip ederken dedektiflik yapacak, sayfaları çevirirken belki de en büyük hazineyi keşfedeceksin. Hazırsan, mavi çuvalın gizemini çözmek için Ali seni bekliyor!

Kitap Detayları

Yazar

Çizer

Editör

Eylül Eren

Yaş Grubu

Kategori

Sayfa Sayısı

64

Ebat

13,5×21 cm

Cilt

Karton Kapak

Baskı Tarihi

Ekim 2025

Kitabı satın almadan önce incele

Satın Al

Kitabımızı aşağıdaki platformlardan satın alabilirsiniz.

ISBN: 978-625-5790-00-2

Editörün Kaleminden

Ali o sabah erkenden uyanmış ama günün sıradan geçeceğini sanmıştı. Ta ki dedesi, elinde bir bez ve yüzünde tatlı bir gülümsemeyle “Bugün ardiyeyi temizleyelim mi?” deyinceye kadar… Bu teklif, Ali için hem şaşırtıcı hem de heyecan vericiydi. Çünkü ardiye, gizemli eşyalarla dolu, her köşesinde geçmişten bir hikâye saklayan bir yerdi. Dedesiyle birlikte tozlu kutuların arasına daldıklarında, sadece eski eşyalar değil, anılar da ortaya döküldü. Ama o gün, bir çuvalın içine karışan bir telefon, bu sade temizlik işini unutulmaz bir maceraya dönüştürdü.

“Mavi Çuvalın Peşinde” hikâyesinde, Ali’nin küçük bir dikkatsizliği, bir vicdan muhasebesine dönüşüyor. Telefonun kayboluşu, onun iç dünyasında bir büyüme çağrısına dönüşüyor. Hataların kötü olmadığını, önemli olanın onları fark edip düzeltmeye çalışmak olduğunu öğretiyor. Bu sade hikâye, çocuklara sorumluluk duygusunu nasihat etmeden hissettiriyor.

Kitabın her sayfasında bir değer fısıldanıyor: sabır, emek, sevgi, paylaşma… Ama bunlar bir ders gibi değil, hayatın içinden bir nefes gibi anlatılıyor. Ali’nin dedesinden öğrendikleriyle kendi yolunu bulması, küçük bir hatanın büyük bir farkındalığa dönüşmesi kitabın duygusal merkezini oluşturuyor.

Serkan Akkuş’un anlatımı sade ama duygusal. Mizahı yerinde, dili akıcı, olayları sıcacık bir doğallıkla ilerliyor. Hikâyede gülümseten anlar olduğu kadar, düşündüren, içe dokunan cümleler de var. Özellikle Ali’nin iç sesleri, çocukların yaşadığı o kararsızlık, suçluluk ve umut duygularını büyük bir ustalıkla yansıtıyor.

Kitabın en güzel yanı, öğretici olmadan öğretebilmesi. Dürüstlük, sorumluluk, sevgi, özveri ve paylaşma gibi değerler hikâyenin içine öyle doğal yerleştirilmiş ki, çocuklar bu duyguları farkında olmadan özümsüyor. Ali’nin dedesinin öğütlerini uygulamaya çalışması, küçük yaşta karakter gelişiminin ne kadar güçlü bir temel üzerine kurulabileceğini gösteriyor.

Ali uzun aramaların sonunda kaybolan telefonu buluyor ama asıl bulduğu şey çok daha değerli: kendi vicdanı. Hatalarından utanmak yerine onları düzeltmenin önemini öğreniyor. Dedesinin “Mesele sınanmak değil, başımıza gelen bu olayların bize verdiği mesajı iyi okuyabilmek, bu olaylardan dersler çıkarabilmek, hayat tecrübesi kazanmaktır evlat” sözünü hatırlıyor.

“Mavi Çuvalın Peşinde”nin her satırında bir sıcaklık, her sayfasında bir bilgelik saklı. Çünkü bazen insanın en büyük keşfi, kaybolduğunu sandığı bir şeyin aslında kendini bulmaya çağırdığını fark etmektir.

Bu Kitabı Neden Okuyalım?

  • Günlük hayatta fark edilmeden yapılan küçük hataların, önemli derslere dönüşebileceğini gösterir.
  • Çocuklara özür dilemeyi, telafi etmeyi ve sorumluluk almayı doğal biçimde öğretir.
  • Dede-torun sevgisini, bilgelik ve merhametle örülü bir aile bağı üzerinden hissettirir.
  • Kaybolan bir eşyayı ararken bulunanın aslında insanın kendisi olduğunu sezdirir.
  • Eşyaların da duygular taşıyabileceğini, her nesnenin bir hikâyesi olduğunu hatırlatır.

Ailece Bu Cümleye Bayıldık

Yusuf dede, Ali’yi iki yanağından öptü ve güven veren bir sesle konuştu:

“Büyümek böyle bir şey işte evlat. Büyüyoruz. Yaşımız kaç olursa olsun ömrümüzün sonuna kadar öğrenmeye devam ediyoruz. Hatalar yaparsın ama o hatalarından dersler çıkarırsın. Elbette hayatımızı yaşarken türlü olumsuzluklarla, problemlerle, sıkıntılarla karşılaşacağız. Bazen başımıza tahmin dahi edemeyeceğimiz olaylar gelecek, defalarca sınanacağız. Mesele sınanmak değil, başımıza gelen bu olayların bize verdiği mesajı iyi okuyabilmek, bu olaylardan dersler çıkarabilmek, hayat tecrübesi kazanmaktır evlat.”

Yazar Serkan Akkuş Hakkında

1984 yılının şubat ayında İstanbul’un Beykoz ilçesinde doğdu. Trakya Üniversitesi Halkla İlişkiler, Anadolu Üniversitesi Spor Yönetimi ve Anadolu Üniversitesi İşletme Bölümlerinden mezun oldu. Marmara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Hareket ve Antrenman Bilimleri programında yüksek lisansını tamamladı. Evli ve iki çocuk babası olan Akkuş, Vücut Geliştirme ve Fitness Federasyonu lisanslı antrenörü ve kişisel spor eğitmeni olmanın yanı sıra egzersizde beslenme koçluğu, yaşam koçluğu ve personal trainer eğitimleri aldı. Ayrıca iletişim, satış, girişimcilik, güzel konuşma ve diksiyon gibi alanlarda da uzmanlaştı. Mesleki yaşamını özel bir şirkette Halkla İlişkiler ve İletişim Uzmanı olarak sürdürüyor. Yazarlık serüveni, ilkokul yıllarında yazdığı kompozisyonlarla başladı. Çeşitli dergi ve gazetelerde makaleleri yayımlandı; sosyal medyada paylaştığı aforizmalarıyla geniş bir okuyucu kitlesine ulaştı. “Durma Harekete Geç” sloganıyla kişisel gelişim alanında çalışmalarına devam eden yazar, “Paylaşamayacağın bir bilgiyi zihninde boşu boşuna yük etmek, hamallıktan öteye gitmez” düşüncesini rehber edinmektedir. 2016 yılında yayımladığı ilk kitabıyla başlayan yazarlık yolculuğunda, bilgi ve tecrübelerini okurlarıyla paylaşmayı, ilham veren bir yaşamın kapılarını aralamayı sürdürüyor.