Ecdadımı Seveyim – 3
Temizlik Adabı
Osmanlı döneminde yaşadığını hayal et…
Karşında bir ayna beliriyor ve tatlı bir sesle, “Temizlik hem yüzünü hem kalbini ışıldatır!” diyor.
Bir evin içine adım atıyorsun, kilim hafifçe kıpırdıyor. “Evin cazibesi temizliğinde ve düzenindedir!” diye fısıldıyor.
Sokağa çıktığında çeşme sesleniyor: “Ben akarsam her yer güzelleşir, mis gibi olur!” diyor.
Ama aynı yıllarda Avrupa’da su kullanmaktan korkan insanların, kötü kötü kokan evlerin ve hastalıklarla dolu sokakların iniltisi duyuluyor!
Bu kitapta, ecdadımızın çağının çok ötesinde ışıldayan temizlik hassasiyetini, evlerini nasıl pırıl pırıl yaptığını, şehirlerini sevgiyle nasıl koruduğunu göreceksin.
Hazırsan, Sultan II. Abdülhamid Han’ın torunu Nilhan Osmanoğlu seni temizlikle yoğrulmuş bir medeniyetle tanıştırmak için bekliyor!
Kitap Detayları
| Yazar | |
|---|---|
| Çizer | |
| Editör |
Hatice Kübra Özdemir |
| Yaş Grubu | |
| Kategori | , |
| Sayfa Sayısı |
64 |
| Ebat |
13,5×21 cm |
| Cilt |
Karton Kapak |
| Baskı Tarihi |
Aralık 2025 |
Kitabı satın almadan önce incele
Satın Al
Kitabımızı aşağıdaki platformlardan satın alabilirsiniz.
Editörün Kaleminden
Bir toplumun medeniyet çizgisini belirleyen unsurlar çoğu zaman büyük mimari eserlerde, ihtişamlı meydanlarda ya da tarihin akışını değiştiren hadiselerde aranır. Oysa medeniyet dediğimiz şey bazen çok daha görünmez, çok daha sessiz alanlarda hayat bulur. Temizlik kültürü, işte bu sessiz alanlardan biridir. Suyu merkeze alan, insanın hem bedenine hem kalbine incelikle dokunan bir anlayış… “Ecdadımı Seveyim-3 / Temizlik Adabı”, okuru tam da bu inceliğin içine davet eden, köklü bir geleneğin kapısını aralayan bir eser olarak karşımıza çıkıyor.
Sultan II. Abdülhamid Han’ın torunu Nilhan Osmanoğlu Vatansever, bu kitapta yalnızca bir dönemi tanıtmakla kalmıyor, temizlik kavramının bir medeniyetin karakterine nasıl sindiğini gösteriyor. Sayfalar ilerledikçe temizlik, dış görünüşün ötesine geçen bir hayat disiplinine dönüşüyor.
Serinin ilk iki kitabında olduğu gibi bu kitapta da yazar üç anlatıcıya yer veriyor: ayna, kilim ve çeşme. Bu üç unsurun her biri, Osmanlı’nın temizlik anlayışını farklı bir açıdan seslendiriyor. Ayna, insanın yüzüne yansıyan huzurun, ibadete hazırlanan bir kalbin berraklığını taşıyor; kilim, evin mahremiyeti içinde düzenin ve tertibin ne kadar değerli olduğunu fısıldıyor; çeşme ise suyun, şehir hayatının vazgeçilmez bir nefesi olduğunu hatırlatıyor.
Anlatımın en dikkat çekici yönlerinden biri, Osmanlı’daki temizlik kültürünün yalnız bireye değil, toplum düzenine de yön vermesi. Hamamların sosyal hayatın bir parçası oluşu, sabun üretiminin ciddi bir sanayi hâline gelmesi, abdesthaneler ve tuvalet vakıflarıyla şehir genelinde sürdürülen hijyen anlayışı temizlik kavramının ne kadar sistemli ve derinlikli bir değere dönüştüğünü gösteriyor.
Kitap, yalnızca Osmanlı’yı anlatmakla yetinmiyor, okurun zihninde yer edecek bir karşılaştırma da sunuyor. Bitlerin, ağır kokuların, kirli sokakların ve neredeyse hiç yıkanmayan bedenlerin bulunduğu bir coğrafya olan Orta Çağ Avrupa’sının gerçeklerini sade ama çarpıcı bir üslupla dile getiriyor. Bu karşılaştırma, çocuklara bir toplumun temizlik anlayışının yalnız bireysel değil, sağlık, düzen ve yaşam kalitesi açısından nasıl sonuçlar doğurduğunu sezdiriyor.
“Ecdadımı Seveyim-3 / Temizlik Adabı”, geçmişi anlatırken geleceğe bir öneri sunuyor. Temiz bir çevre, düzenli bir ev, nezaketli bir davranış… Bunların her biri bugünün çocuklarına birer kazanım olarak dönüyor. Temizlik, bir rutin olmaktan çıkıp kişinin başta Yaratıcı’ya sonra kendine, çevresine ve insanlara duyduğu saygının göstergesine dönüşüyor.
Bu Kitabı Neden Okuyalım?
- Osmanlı’nın temizlik hassasiyetinin medeniyet kuran güçlü bir değer olduğunu etkili bir şekilde anlatır.
- Temizliğin Osmanlı’da ibadet, ahlak ve günlük yaşamla birleşen temel bir kültür oldu-ğunu gösterir.
- Orta Çağ Avrupa’sında temizliğe önem verilmemesini çarpıcı örneklerle anlatarak me-deniyet farkını hissettirir.
- Temizliğin insanı, çevreyi ve toplumu güzelleştiren evrensel bir değer olduğunu kavratır.
- Osmanlı’nın temizlik anlayışını anlatarak ecdadıyla gurur duyan bilinçli ve düzenli bir nesil yetişmesine katkı sağlar.
Ailece Bu Cümleye Bayıldık
Ecdadımız, temizliği sabun ve suyla başlatıp gönül ve niyetle tamamladı. Ayna, her bakışta insana sadece yüzünü değil, kalbinin safiyetini de gösterirdi. Kilim, evin içinde tertip ve huzurun simgesiydi; üzerinde yürürken adımlar temiz, sözler nezaketli olmalıydı. Çeşme ise akan suyuyla hem bedeni hem şehri arındırır, her damlasıyla hayır dağıtırdı. Onlar için temizlik ibadetin kapısı, sağlığın teminatı, nezaketin göstergesiydi.
Yazar Nilhan Osmanoğlu Vatansever Hakkında
Ailesi, Osmanlı Hanedanı’nın uzun sürgün sürecini yaşadıktan sonra 1974 genel affıyla birlikte vatan toprağına dönmüş, Nilhan Osmanoğlu da İstanbul’un Fatih semtinde dünyaya gelmiştir. Dedelerinden miras aldığı tarihî sorumluluk bilinci ve hanedan terbiyesiyle büyüyen Osmanoğlu, bugün Osmanlı kültür ve medeniyet mirasını çağımıza taşıyan en önemli temsilcilerden biridir.
İletişim Fakültesi Reklamcılık Bölümü mezunu olan Osmanoğlu, European University of Lefke’de Halkla İlişkiler ve Reklamcılık eğitimi almış; ardından İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi’nde yüksek lisans akademik yolculuğuna devam etmektedir. İngilizce ve Arapça bilmektedir.
Toplumsal fayda odaklı projeleri, eğitim ve kültür çalışmalarıyla tanınan Osmanoğlu; hanedanın köklü mirasını günümüz ihtiyaçlarıyla birleştirerek yenilikçi adımlar atan bir girişimci kimliğiyle öne çıkmaktadır. Kendi adını taşıyan Nilhan Sultan markasıyla Osmanlı gelenek ve göreneklerini modern yaşama uyarlayan projelere imza atmıştır.
Ayrıca Osmanlı aile kültürü, Osmanlı protokolü, adab-ı muaşeret, yemek ve koku kültürü, Enderun eğitimi gibi konularda ulusal ve uluslararası konferanslar vermekte; Sultan II. Abdülhamid Han’ın ilmî ve siyasî mirasını genç nesillere aktarmaktadır.
Eserleri arasında Mahpeyker Kösem Sultan, Osmanlı’dan Bugüne Neyi Kaybettik?, Devlet Gibi Düşünmek ve Koku İlmi bulunmaktadır.
1987 doğumlu olan Nilhan Osmanoğlu, evli ve iki çocuk annesidir. Kızı Hanzade ve oğlu Mehmed Vahdeddin ile birlikte hem aile hayatını hem de temsil sorumluluğunu büyük bir zarafetle yürütmektedir.






