 
                Yuvasız Evliler
Eşinizle aynı evin içinde yan yana ama birbirinizden ruhen kilometrelerce uzakta mısınız?
Konuşacak çok şeyiniz varken kelimeler boğazınıza mı düğümleniyor?
Yatakta yakın, yürekte uzak bir ilişkiniz mi var?
O zaman bu kitap tam size göre!
Aile Danışmanı Emine Delen, “Yuvasız Evli̇ler”de, evli olduğu hâlde kendini yapayalnız hisseden kalplerin hikâyesini, her hikâyenin yolunu mutlu bir sona çıkaran çözüm önerileriyle birlikte kaleme alıyor.
Psikolojik araştırmalar, vaka örnekleri ve yürek burkan gerçek hayat öyküleri kitabı okuyan tüm yaralı kalplere yalnız olmadığını hissettiriyor.
Bu kitapta evinizi “yuva” yapmanın yollarını bulacak, evli ama yalnız hisseden kalbiniz için doğru şifa reçetesine kavuşacaksınız.
Kitap Detayları
| Yazar | |
|---|---|
| Editör | Hatice Kübra Özdemir | 
| Yaş Grubu | |
| Kategori | |
| Sayfa Sayısı | 152 | 
| Ebat | 15,5×23 cm | 
| Cilt | Karton Kapak | 
| Baskı Tarihi | Ekim 2025 | 
Kitabı satın almadan önce incele
Satın Al
Kitabımızı aşağıdaki platformlardan satın alabilirsiniz.
Editörün Kaleminden
Evlilik, bir yandan insanın en büyük yakınlık alanı, bir yandan da en derin yalnızlık ihtimalidir. Aynı sofraya oturup aynı çatı altında yaşamak, her zaman kalpleri aynı iklimde tutmaya yetmez. Bazen aynı evin içinde kilometrelerce uzak düşer iki yürek. “Yuvasız Evliler”, işte bu sessiz uzaklığın, bu görünmez soğukluğun kitabı.
Aile Danışmanı Emine Delen, yalnızlık, bağlanma, geçmiş yaraları; evlilikte kıskançlık, küsme, şiddet, sadakatsizlik gibi zor konuları anlaşılır bir dil, insani bir ton ve samimi örneklerle anlatıyor. Her sayfada, evli olduğu hâlde kendini yapayalnız hisseden kalplerin hikâyesine dokunuyor. Kitabın satırlarında terapi odasında sıkça duyulan o tanıdık cümleleri duyuyorsunuz: “Eşim yanımda ama ruhen kilometrelerce birbirimizden uzağız”, “Aynı evde yaşıyoruz ama artık hiçbir şey paylaşmıyoruz”, “Konuşacak çok şey var ama kelimeler boğazımda düğümleniyor.” Bu cümleler yalnızca çiftlerin değil, bir çağın ortak dili hâline gelmiş durumda.
Yazar, her bölümde insanın kendine bakmasını sağlıyor. Çünkü biliyor ki evlilikte yaşanan krizlerin çoğu, bugünden çok geçmişin sesidir. Çocuklukta görülmeyen, duyulmayan, anlaşılmayan bir kalp yetişkin olduğunda sevgiye de mesafeli olur. Eşinin ilgisizliğine kızar ama aslında çocukken duyulmayan o küçük çocuğun sesiyle bağırır. “Yuvasız Evliler”, işte geçmişle bugünün birbirine karıştığı bu alanı ustalıkla çözümlüyor.
Kitabın her bölümü, okuru hem düşünmeye hem hissetmeye yöneltiyor. Her satırda, insanın kendi payına düşeni fark etme çağrısı var. Yazar, evlilikte sorun yaşayan çiftlere hazır reçeteler sunmuyor; bunun yerine, onları kendi içsel yolculuklarına davet ediyor. Çünkü gerçek onarım, karşındakini değiştirmekle değil, kendini tanımakla başlıyor. “Yuvasız Evliler”, bu farkındalığın rehberi niteliğinde.
Danışmanlık odasında yüzlerce çiftin hikâyesine tanıklık eden Emine Delen, “Yuvasız Evliler” kitabında “İnsan ancak umutla onarılır” mesajını veriyor. Kitabın sonunda okur, kendi hikâyesine yeniden bakarken artık başka bir gözle bakmayı öğreniyor. “Benim evliliğim bitti” diyen bir kalp, “Belki yeniden başlayabilir” diyebiliyor. Yazarın en güçlü yönü, bu umudu söze dönüştürebilmesi.
“Yuvasız Evliler”, yalnızlıkla yüzleşmenin, bağ kurmanın ve yeniden yakınlaşmanın kitabı. Kitap her satırıyla okura şunu söylüyor: “Yuva dediğimiz yer sadece bir adres değil, bir duygudur. Ve insan, önce kendi kalbinde yuva bulmadıkça hiçbir evde huzurla oturamaz.”
Bu Kitabı Neden Okuyalım?
- Evlilikte hissedilen yalnızlığın kalıcı olmadığını, evliliğin farkındalıkla onarılabilecek bir ilişki olduğunu gösterir.
- Kırgınlıkları büyütmek yerine onarmayı, sessizlik yerine içten ve açık iletişimin gereklili-ğini vurgular.
- Çocukluk yaralarının evlilikteki izlerini anlamaya ve şefkatle dönüştürmeye yardımcı olur.
- “Ben değişirsem biz değişiriz” anlayışıyla bireysel farkındalığın ilişkisel iyileşmeye ön-cülük ettiğini anlatır.
- Her kalbin önce kendine yuva olabildiğinde evliliğin de huzurla nefes aldığını hatırlatır.
Ailece Bu Cümleye Bayıldık
Çocukluk yaraları evlilikte sık sık tetiklense de bu yaraların fark edilmesi ve şefkatle karşılanması iyileşmenin kapısını aralar. En önemli adımlardan biri, eşinizin çocukluk hikâyesini duymaktır. Çünkü karşınızdaki yetişkinin öfkesinin, sessizliğinin ya da kırgınlığının ardında çoğu kez küçük bir çocuk saklıdır. O çocuğu fark ettiğinizde, tartışmaların yalnızca bugüne değil, geçmişin yankılarına ait olduğunu görebilirsiniz. “Beni üzmek için yapmıyor, belki de içindeki çocukla savaşıyor” diyebilmek, ilişkinin seyrini değiştiren bir bakış açısıdır.
 
	





