Hayaller Gerçek Olsa

“Hayaller Gerçek Olsa”, masalsı ve fantastik üslubuyla çocuklara hayal kurmanın, umut etmenin ve iyiliğe inanmanın önemini anlatan ışıl ışıl bir kitap. Yıldızlara bakınca içi aydınlanan her çocuğa önemli bir mesajı var kitabın: “Hayal et, inan, dua et, sev ve umudunu kaybetme! Çünkü gerçek olan her mucize bir hayalle başlar.”

Kitabın ilk sayfalarında Aydede’nin düzenlediği toplantıda yıldızlara özel bir görev veriliyor. Halley, Vega, Süreyya, Spica, Pollux… Hepsi, dünyanın dört bir yanındaki çocukların kalplerinden yükselen umut ışığını toplamak ve yeryüzüne yansıtmak için farklı ülkelere doğru yola çıkıyorlar. Norveç’ten Hindistan’a, Çin’den Filistin’e, Türkiye’den Almanya’ya uzanan yıldızlı macera, her çocuğun yüreğine görünmez bir mutluluk tohumu bırakıyor.

Lola, Lukas, Eslem, Ushi, Yatika ve Gafur… Her biri kendi hayalinin peşinde gökyüzüne doğru kanatlanıyor. Türkiye’de yaşayan Ömür Rana ise Dolunay’ın bembeyaz ışığında dünyanın her köşesinden gelen çocuklarla mutluluk partisinde buluşuyor. Çünkü onun en büyük duası, tüm dünya çocuklarının hayalinin bir gün gerçek olması…

Emel Nermin Temel, okurlarını farklı yıldızların rehberliğinde ülke ülke dolaştırırken hayal kurmanın evrensel bir dil olduğunu hatırlatıyor. Her çocuğun dileğinin bir yıldızın ışığında yön bulacağını, umutla söylenen her duanın gökyüzünde mutlaka bir karşılık bulacağını hatırlatıyor. Ramila Aliyeva Gençoğlu’nun resimleri ise Ömür Rana’nın kanatlı bir ata binip gökyüzüne yükseldiği o gizemli atmosferi renklerle canlandırıyor.

“Hayaller Gerçek Olsa”, hayal kurma temasının yanı sıra empati, sevgi, saygı, merhamet, duyarlılık, dayanışma, farklı kültürleri tanıma, coğrafi farkındalık, astronomi bilgisi, mültecilik, savaşın çocuklar üzerindeki etkileri, barışın önemi ve çocuk hakları gibi pek çok yan konu ile zenginleşen çok katmanlı bir kurguya sahip…

Kitap, çocukların iç seslerine, duygularına ve hayallerine dokunan evrensel bir mesaj da taşıyor. Her bölümde bir çocuğun hayali, başka bir çocuğun umudu oluyor, farklı coğrafyalardan gelen hikâyeler birbirine görünmez bir iyilik bağıyla bağlanıyor. Okur, bir yandan yıldızların rehberliğinde gökyüzüne yükselirken diğer yandan dünyanın farklı yerlerindeki çocukların ortak duygularını, özlemlerini ve sevinçlerini keşfediyor. Böylece hikâye, küçük bir hayalin bile dünyayı değiştirebileceğini usulca fısıldayan güçlü bir umuda dönüşüyor.

Yazarın “sevgiyi, merhameti, sıcak bir yuvayı, barışı, oyun oynamayı ve hayal kurmayı hak eden tüm dünya çocuklarına” ithaf ettiği bu hikâye, sonunda çocukların bir araya gelip seslerini evrene melodilerle duyurduğu umut dolu bir finalle son buluyor.