Ecdadımı Seveyim – 2

Ecdadımı Seveyim – 2

Bilim ve Teknoloji

Bir kitap düşün… Kapağını açınca seni yüzyıllar öncesine götürüyor!

İlk sayfada karşında bir medrese beliriyor ve sana gülümseyerek sesleniyor: “Hoş geldin! Burada aklın parlar, merakın büyür.”

Ardından bir rasathane seni yukarı çağırıyor. “Göğe bak! Sen de gökyüzünü okuyabilirsin” diyor.

Az ileride bir kütüphane kapısını aralıyor. “Gel içeri! Raflarımda ilim adamlarının göz nurunu akıttığı binlerce kitap seni bekliyor” diye fısıldıyor.

Bu üç yapının anlattıklarıyla Osmanlı’da ilmin sevgiyle ve emekle nasıl büyüdüğünü keşfedeceksin. Aynı dönem Avrupa’sında öğrencilerin yaşadıklarını okuyunca ecdadını daha da çok seveceksin!

Hazırsan, Sultan II. Abdülhamid Han’ın torunu Nilhan Osmanoğlu seni bu keşif dolu yolculuğa çağırıyor!

Kitap Detayları

Yazar

Çizer

Editör

Hatice Kübra Özdemir

Yaş Grubu

Kategori

,

,

Sayfa Sayısı

64

Ebat

13,5×21 cm

Cilt

Karton Kapak

Baskı Tarihi

Aralık 2025

Kitabı satın almadan önce incele

Satın Al

Kitabımızı aşağıdaki platformlardan satın alabilirsiniz.

ISBN: 978-625-5790-21-7 Etiketler: ,

Editörün Kaleminden

Bir eser bazen bir medeniyetin yüzyıllar boyunca taşıdığı ışığı yeniden uyandırır. Elinize alıp sayfalarını çevirdiğinizde köklü bir hikâye görünür. “Ecdadımı Seveyim-2 / Bilim ve Teknoloji” işte tam olarak böyle bir hikâyenin kapısını aralıyor. Sayfalar boyunca okur hem ilmin hem hikmetin solunduğu bir dünyaya adım atıyor; yürüdükçe de ecdadının göğe, toprağa, insana ve bilgiye nasıl baktığını fark ediyor.

Kısa sürede geniş kitlelere ulaşan serinin ilk kitabı gibi ikinci kitabı da Sultan II. Abdülhamid Han’ın torunu Nilhan Osmanoğlu Vatansever’in anlatımıyla, medeniyetimizin ilmî mirasına duyduğu sevginin ve sorumluluğun bir yansımasıdır. Her satırda hem bir tarih anlatıcısının bilgisi hem de bir ailenin hatırasına sahip çıkan bir torunun inceliği seziliyor.

Bu kitapta yalnızca yapılar yok, bir anlayışın sesi var. Medrese, rasathane ve kütüphane… Medrese, çocuğu avlusuna davet eden ilk ses. Çünkü medrese ders yapılan bir yer olmanın ötesinde adaletin, ilmin ve ahlakın yan yana durduğu köklü bir okuldur. İçindeki her taş, rahleye kapanmış her talebe bu coğrafyanın ilme verdiği değerin sessiz tanığıdır.

Ardından rasathane çıkıyor karşısına okurun. Göğe bakan her gözde bir merak vardır ama bu merakın ilme dönüşmesi için sabır, dikkat ve adanmışlık gerekir. Gecenin sessizliğinde yıldızların izini süren âlimler, Takiyüddin’in dâhice tasarladığı araçlarla gökyüzünü ölçerken aslında bir hakikatin izini sürerler: Kâinat, üzerinde düşünülmesi gereken bir ayettir.

Sonra kütüphane kapısını aralıyor. Rafların arasında kitaplarla birlikte asırlar boyunca biriken bir hafıza, birikmiş emek, ilmî bir özen vardır. Kütüphane, sükûnet içinde büyüyen bir bilginin yuvasıdır. Hattatların tek tek yazdığı eserler, vakıfların titizlikle koruduğu kitaplar, padişahların ve hanım sultanların büyük bir hassasiyetle desteklediği ilim geleneği…

Kitabın en etkileyici tarafı ise bu üç yapının yalnız konuşması değil, karşılarına Orta Çağ Avrupa’sından üç farklı bakışın çıkmasıdır. Bir üniversitenin iç sesi, bir sınıfın havası, bir öğrencinin yoksunluğu… Okur burada iki dünyanın farkını görür: Birinde kitaplar çoğalır, soru sormaya teşvik edilir, ilim insanı yükseltir. Diğerinde sorular yasaklanır, bilgi pahalıdır, öğrenciler açlık ve soğukla mücadele eder. Bu karşılaştırma kuru bir tarih bilgisi olarak değil; karakterlerin diliyle, hissederek sunulur.

Son sayfaya gelindiğinde okur üç yapıyı tanımış olmakla kalmaz; bir medeniyetin niçin bu kadar köklü, niçin bu kadar üretken, niçin bu kadar insan merkezli olduğunu da kavrar. İlim, bir yapının içinde öğrenilen bir şey değil, bir hayat biçimidir. Ecdadı sevmek ise yalnızca geçmişi bilmek değil, bugün merak etmeye, çalışmaya ve anlamaya devam etmektir.

Bu Kitabı Neden Okuyalım?

  • Ecdadın ilme verdiği değeri işleyerek bir medeniyetin nasıl yükseldiğini güçlü örnekler-le anlatır.
  • Osmanlı dönemindeki yapıları konuşturarak tarihî atmosferi bugünün çocuklarına eğ-lenceli bir şekilde taşır.
  • Orta Çağ Avrupa’sındaki zorlayıcı eğitim şartlarını göstererek iki farklı dünyayı çarpıcı biçimde karşılaştırır.
  • Medeniyetimizin ilim sevgisini işleyerek çocuklarda güçlü bir aidiyet ve güven duygusu oluşturur.
  • Ecdadıyla gurur duyan, geleceğe umutla bakan bilinçli ve meraklı bir neslin yetişmesi-ne katkı sağlar.

Ailece Bu Cümleye Bayıldık

Padişahların ilme olan ilgisi her zaman büyüktü. Fatih Sultan Mehmet’in, Ali Kuşçu’yu İstanbul’a davet edip astronomi kürsüsü kurdurması, Kanuni’nin Süleymaniye medrese-lerine matematik ve astronomi derslerini koydurması, III. Murad’ın Takiyüddin için gözle-mevi kurdurması, Osmanlı’da bilime verilen değerin belgeleriydi.

Yazar Nilhan Osmanoğlu Vatansever Hakkında

Osmanlı İmparatorluğu’nun 34. padişahı ve 99. İslâm halifesi Sultan II. Abdülhamid Han’ın torunlarından olan Nilhan Osmanoğlu Vatansever, hanedanın sürgün yıllarından sonra Türkiye’de doğan ilk sultan unvanını taşımaktadır.

Ailesi, Osmanlı Hanedanı’nın uzun sürgün sürecini yaşadıktan sonra 1974 genel affıyla birlikte vatan toprağına dönmüş, Nilhan Osmanoğlu da İstanbul’un Fatih semtinde dünyaya gelmiştir. Dedelerinden miras aldığı tarihî sorumluluk bilinci ve hanedan terbiyesiyle büyüyen Osmanoğlu, bugün Osmanlı kültür ve medeniyet mirasını çağımıza taşıyan en önemli temsilcilerden biridir.

İletişim Fakültesi Reklamcılık Bölümü mezunu olan Osmanoğlu, European University of Lefke’de Halkla İlişkiler ve Reklamcılık eğitimi almış; ardından İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi’nde yüksek lisans akademik yolculuğuna devam etmektedir. İngilizce ve Arapça bilmektedir.

Toplumsal fayda odaklı projeleri, eğitim ve kültür çalışmalarıyla tanınan Osmanoğlu; hanedanın köklü mirasını günümüz ihtiyaçlarıyla birleştirerek yenilikçi adımlar atan bir girişimci kimliğiyle öne çıkmaktadır. Kendi adını taşıyan Nilhan Sultan markasıyla Osmanlı gelenek ve göreneklerini modern yaşama uyarlayan projelere imza atmıştır.

Ayrıca Osmanlı aile kültürü, Osmanlı protokolü, adab-ı muaşeret, yemek ve koku kültürü, Enderun eğitimi gibi konularda ulusal ve uluslararası konferanslar vermekte; Sultan II. Abdülhamid Han’ın ilmî ve siyasî mirasını genç nesillere aktarmaktadır.

Eserleri arasında Mahpeyker Kösem Sultan, Osmanlı’dan Bugüne Neyi Kaybettik?, Devlet Gibi Düşünmek ve Koku İlmi bulunmaktadır.

1987 doğumlu olan Nilhan Osmanoğlu, evli ve iki çocuk annesidir. Kızı Hanzade ve oğlu Mehmed Vahdeddin ile birlikte hem aile hayatını hem de temsil sorumluluğunu büyük bir zarafetle yürütmektedir.