Sınırını Çiz / Kendi Kul Hakkına Girme

Sınırını Çiz / Kendi Kul Hakkına Girme

“Başkalarına ‘evet’ derken kendine kaç kez ‘hayır’ dedin?”

Toplum bizden hep uyumlu, fedakâr, hoşgörülü olmamızı bekledi. Ama kimse, “Ya senin hakların?” diye sormadı.

“Sınırını Çiz / Kendi Kul Hakkına Girme”, modern çağın en görünmez günahına dokunuyor. Kendi kendinin kul hakkına girmemenin yollarını aydınlatıyor.

Psikolojik derinliği, manevi temelleri ve güçlü hikâyeleriyle bu kitap,

  • “Hayır” diyemeyenlerin,
  • Sürekli verip çokça tükenenlerin,
  • Kendi hakkını savunurken suçluluk duyanların,
  • Sınır koymayı bencillik sananların,
  • İyilik yapıyorum derken kalbi kırılanların kitabı.

Artık başkalarını kırmadan kendini korumanın zamanı geldi! Çünkü Rabbinin sana verdiği değeri korumak da bir ibadettir.

Unutma! Allah, seni “sana” emanet etti.

Kitap Detayları

Yazar

Editör

Hatice Kübra Özdemir

Yaş Grubu

Kategori

Sayfa Sayısı

120

Ebat

15,5×23 cm

Cilt

Karton Kapak

Baskı Tarihi

Kasım 2025

Kitabı satın almadan önce incele

Satın Al

Kitabımızı aşağıdaki platformlardan satın alabilirsiniz.

Editörün Kaleminden

Bazı kitaplar bir fikir anlatmaz, bir hissi uyandırır. “Sınırını Çiz / Kendi Kul Hakkına Girme” tam olarak böyle bir kitap. Canten Kaya, yıllardır insanın iç dünyasını anlamaya adadığı yolculuğunda, bu kez sessiz ama çok derin bir meseleyi anlatıyor: Kendine haksızlık etmeyi.

Hakkı gözetmek denildiğinde aklımıza hep başkaları gelir. Oysa insanın kendi iç sesine kulak vermemesi, kendi sınırlarını yok sayması, kendi hakkına girmesidir. Bu kitap, işte o unutulmuş hakka bir çağrıdır.

“Sınırını Çiz / Kendi Kul Hakkına Girme”de Canten Kaya bir kürsüde değil, kalbinin tam ortasında konuşuyor sanki. Bilgiyle duyguyu, psikolojiyle maneviyatı, bilimle vicdanı yan yana getiriyor. Yıllardır yaptığı seminerlerde, binlerce danışanla kurduğu o sahici bağı bu kez sayfalar üzerinden okura uzatıyor. Onun cümlelerinde bir uzmanın bilgisi kadar bir dostun içtenliği var. Ne yukarıdan konuşuyor ne de yargılıyor. Sadece şunu söylüyor: “Kendine iyi davranmadığında kimseye adil davranamazsın.”

Kitap, hepimizin içini kemiren ama dillendirmediği bir gerçeği görünür kılıyor. Başkalarını memnun etmeye çalışırken tükenen, “evet” derken içinden “hayır” geçen, kendi duygularını bastırmayı iyilik zanneden bir insanlık hâlini anlatıyor. Canten Kaya, “hayır diyememek” gibi küçük görünen bir davranışın, aslında insanın benliğini nasıl yavaşça tükettiğini gözler önüne seriyor.

Bu kitapta “sınır çizmek” kavramı bencillikle değil, saygıyla yan yana duruyor. Çünkü bir insan, sınır koyduğunda karşısındakine değil, kendine sadakat gösterir. Kendine sadık kalmak ise, Yaradan’ın sana verdiği değeri korumaktır.

Sayfalar arasında ilerledikçe, okuyucu hem psikolojik hem ruhsal bir yüzleşmeye davet ediliyor. Her cümle, insanın kendi içindeki ihlalleri fark etmesini sağlıyor. Bir annenin fedakârlık adı altında kendi ruhunu yorması, bir babanın ailesi dağılmasın diye kendini unutuşu, bir öğretmenin herkesin yükünü taşırken kendi sesini kısması… Bu hikâyelerin her biri, “iyi olmak” uğruna kendini hiçe sayan insanların aynası gibi.

“Sınırını Çiz / Kendi Kul Hakkına Girme” sadece kişisel gelişim değil, ruhsal bir onarım kitabı. İnsana “hayır” demeyi öğretmekle birlikte “evet”i doğru yere koymayı da anlatıyor. “Fedakârlık” kelimesini yeniden tanımlıyor. Çünkü kendini yok ederek yapılan iyilik, sonunda hem seni hem karşındakini yorar. Gerçek iyilik, ölçülü sevgidir. Gerçek sadakat, önce kendine sadakattir.

Bu Kitabı Neden Okuyalım?

  • “Hayır” diyememenin ruh ve beden üzerindeki bedellerini çarpıcı örneklerle fark ettirir.
  • Başkalarının mutluluğu uğruna kendini tüketmenin aslında kendi kul hakkına girmek olduğunu hatırlatır.
  • İlişkilerde sınır koymanın sevgiyi azaltmadığını, aksine sevgiyi temiz ve güvenli kıldığını gösterir.
  • “İyi insan olmak” ile “kendini yok saymak” arasındaki farkı gösterir, iç huzuru yeniden kazandırır.
  • Kendi sınırlarını çizen insanın, diğerlerinin sınırlarına da saygı duyduğunu anlatır.

Ailece Bu Cümleye Bayıldık

İlişkilerde sınırların olmadığı durumlarda iki uç tablo ortaya çıkmaktadır: Ya biri tamamen verici, diğeri tüketici olur ya da iki taraf da birbirine karşı pasif-agresif bir savaş başlatır. Her iki durumda da sevgi, sağlıklı bir bağ değil, çatışma ve kırgınlık zeminine oturur. Sınırlar ise ilişkide dengeyi, adaleti ve gerçek yakınlığı mümkün kılar. Çünkü yakınlık, ancak iki ayrı benliğin varlığını koruduğunda sahici olur. Nitekim sınır koymak sevgiyi azaltmaz, tam tersine, sevgiyi kirlenmekten korur. İç içe geçmiş, birbirinin sınırlarını ihlal eden ilişkiler bir süre sonra nefessiz bırakır. Ama sağlıklı sınırlar, sevginin temiz bir nehir gibi akmasını sağlar.

Yazar Canten Kaya Hakkında

İlahiyat temelli eğitim hayatını iletişim alanında derinleştirerek sürdüren yazar, bilgiyle kalbi buluşturan bir eğitim anlayışıyla yüz binlerce kişiye ulaşan etkili seminerler gerçekleştirdi. Türkiye’nin dört bir yanında ve yurt dışında düzenlediği dokuz yüzü aşkın eğitim programında; sahici, yalın ve etkileyici anlatımıyla geniş bir izleyici kitlesine hitap etti. Sıcak üslubu, düşündüren mizah anlayışı ve akıcı sunum tarzıyla “konser gibi seminer” yaklaşımını benimseyen yazar, farklı yaş ve meslek gruplarına yönelik içerikler üretti; ailelerden öğretmenlere, gençlerden yöneticilere kadar çok çeşitli kitlelerle buluşturdu. Etkinliklerini yalnızca bireysel katılımcılarla sınırlı tutmayan yazar, kamu kurumlarından özel sektöre, yerel yönetimlerden denetim ve iletişim kuruluşlarına kadar pek çok farklı yapıya özel eğitim programları hazırladı; bu programlarda gerek çalışanlara gerek yöneticilere yönelik özgün içerikler sundu. Aynı zamanda çeşitli ulusal yayın organlarında konuk uzman olarak yer aldı, toplumsal konulara ilişkin bilgi ve deneyimini geniş kitlelerle paylaşma imkânı buldu. Etkili iletişim, liderlik, aile içi ilişkiler, motivasyon, öğretmenlikte farkındalık ve kişisel gelişim gibi alanlarda uzmanlaşan yazar; bugüne kadar otuz beş binden fazla eğitimciye, altı yüz binin üzerinde ebeveyne seminer verdi, onların hayatında kalıcı izler bırakmayı hedefledi. Yazdığı dokuz farklı kitabın büyük kısmı aile eğitimi, öğretmenlik, kişisel farkındalık ve ilişki yönetimi alanlarındadır. Her kitabında sade ama derinlikli bir anlatımı benimseyen yazar, okurun zihnine dokunurken kalbini ihmal etmeyen bir üslup geliştirdi. Eğitimi bir meslekten öte bir yaşam biçimi olarak gören yazar için, insanın kendini tanıması, ilişkilerini onarması ve içsel dönüşümünü gerçekleştirmesi bazen tek bir cümleyle mümkün olabilir. O cümle kimi zaman bir kitapta, kimi zaman bir seminerde, kimi zaman da anlamlı bir bakışta saklıdır.