Allah’ım Ben Geldim
Yarın öbür gün biri yanına gelip de,
“Boş ver yaaa! Yaşlanınca kılarsın.”
“Senin kalbin temiz zaten, namaz kılmasan da olur.”
“Senin namazın kabul olmaz ki! Sen kiiim, namaz kılmak kiiim?”
“Amman yaa koskoca ömür! Kim her gün beş vakit namaz kılacak şimdi? Zor iş!”
“Sen namaz kılmasan da Allah affeder.”
“Allah’ın senin namazına ihtiyacı mı var?”
“O kadar işin gücün arasında namaz kılmaya vakit yok ki!”
gibi cümleler fısıldarsa ona ne cevap vereceğini artık biliyorsun.
Bu cevapları arkadaşlarına da söyle bence.
Günde beş defa kendine de söyle.
Sonra her ezan çağrısında dön ve Rabbine şöyle de:
“Allah’ım ben geldim!”
Kitap Detayları
| Yazar | |
|---|---|
| Çizer | |
| Editör |
Ayşe Çetintaş |
| Kategori | |
| Sayfa Sayısı |
144 |
| Ebat |
13,5×21 cm |
| Cilt |
Karton Kapak |
| Baskı Tarihi |
Mart 2025 |
| ISBN |
978-625-95758-2-7 |
Bi' Tutam Oku
Kitabı satın almadan önce incele
Satın Al
Editörün Kaleminden
Yüz binlerce okurun kalbinde yer edinen Hatice Kübra Tongar’ın kaleme aldığı “Allah’ım Ben Geldim”, namazın anlamını, hayatımıza kattığı güzelliği ve önemini başta çocuklar ve gençler olmak üzere herkesin anlayabileceği, sevgi dolu bir üslupla anlatıyor.
Kitabın ilk sayfasını açtığınızda, sizi tatlı bir şaşkınlık karşılıyor: “Bu kitabı yazdım çünkü namazı sorgulamanı istedim. Evet evet, yanlış okumadın!” diyor yazarımız. Bu samimi çağrı, okuyucunun kitabın en başından itibaren kendi iç dünyasına yönelmesini, derin düşünceler eşliğinde kendisiyle buluşmasını sağlıyor.
Çocuklarımızın çoğu zaman ezberden ya da zorlamayla yerine getirdiği namaz ibadetini, onların dünyasında farklı bir konuma taşıyor eserimiz. Kitap boyunca sorulan “Neden namaz kılıyorum?” sorusu, yalnızca çocuklarımızın değil, aslında her yaştan insanın zihnini kurcalayan ve derin cevaplar bekleyen önemli bir mesele olarak karşımıza çıkıyor. Hatice Kübra Tongar, bu soruya verdiği cevapları mizahi, keyifli ve akıcı anlatımıyla paylaşıyor, böylece genç okuyucularımızın kalplerinde sıcacık bir yer ediniyor.
Namazın önemini anlatırken alışılmış kalıplardan sıyrılan eser, namaz kılmanın bir yük olmadığını, aksine Rabbimizle buluşmak için sabırsızlanılan özel bir an olduğunu gösteriyor. Hayatı bir oyun sahası, namazı ise bu oyundaki gol atma fırsatı olarak resmediyor. Şeytanı bir futbol takımı koçu gibi anlatan bölümler, çocukların ve gençlerin yüzlerinde tebessüm oluştururken, aynı zamanda namazın önemini ve şeytanın oyunlarını fark ettiriyor.
Kitapta okuyucunun kalbine işlenen temel mesajlardan biri de şu: “Namaz kılmak yalnızca bir ibadet değil, Rabbimize verdiğimiz sözün canlı tutulmasıdır. Her ezanla birlikte ‘Allah’ım ben geldim!’ diyerek seccadesine koşan her genç, Rabbine verdiği sözü tutmanın mutluluğunu yaşayacak.” Tongar, her ezanda Rabbimizin huzurunda olduğumuzu ve O’na seslenmenin güzelliğini o kadar samimi anlatıyor ki kitabı okuyan herkesin yüreğinde aynı heyecanı ve coşkuyu hissetmemesi mümkün değil.
Her yaş okura hitap eden bu kitap, sadece namazın şeklini değil, onun ruhunu ve hayatımızdaki yerini yeniden keşfetmemizi sağlıyor. Kitap boyunca okuyucu, Allah’ın sevgisini, rahmetini ve kullarını çağırışını o kadar net bir şekilde hissediyor ki, bu duygu namazın hayatındaki yerini yeniden sorgulamasına vesile oluyor.
Bu Kitabı Neden Okuyalım?
Namazın hayatın içindeki önemini ve güzelliklerini günlük yaşamdan örneklerle somutlaştırarak anlatır.
Çocukların ve gençlerin, “Neden namaz kılıyorum?” sorusuna anlamlı cevaplar bulmalarını sağlar.
Namaz kılmayı, sadece bir görev olarak değil, Allah’la buluşmanın heyecanını yaşatan özel bir an olarak tanıtır.
Namazın insanı kötülüklerden koruyan, manevi bir kalkan olduğunu etkileyici anlatımlarla fark ettirir.
Namazın gerçek anlamını keşfetmeyi sağlar ve ibadetin hayatımıza kattığı güzellikleri eğlenceli bir üslupla anlatır.
Ailece Bu Cümleye Bayıldık
Arkadaşlar, dostlarının yolunu gözlerler, onlar heyecanla buluşmaya gelince sevinirler de seni en çok seven Rabbin yolunu gözlemez, sen heyecanla seccadeni serdiğinde sevinmez mi?
O zaman ser seccadeni ve seslen:
“Allah’ım ben buradayım!”
